8 Mayıs Pazar günü Tohumluk Vakfı Kültür Sanat Komitesinin önderliğinde Ankara gönüllülerimiz Pınar Ayhan, Semra Sancak, Mine Erbek, Ayşegül Yarar, Aylin Cengiz, Beril Cengiz, Ayça, Didem Eren, Nurdan Öztürk, Nazlı Aydın, Münevver Karataş, Galip Turpan, Yavuz Bozkurt, Canan Karaoğlu, Ece Gençosmanoğlu ve Ayşegül Ayhan ile birlikte Ankara'nın Kızılcahamam Taşlıca köyünde çok heyecanlı, çok hareketli ve dolu dolu bir gün yaşadık. "Anadolu” adının doğduğu Taşlıca köyüne,"Efsaneyi Yaşat" projesi için Vakıf Başkanımız Pınar Ayhan'ın “söz verdik, yapacağız” demesinin gücü ile duvar resmi çalışmasına başladık. Alaeddin Keykubat’ın, Kırmızı Ana’nın, Oruç Baba’nın, Gelin Kaya’nın diyarında geçmiş bugünle buluştu.
Daha önceki ziyaretlerimizde tohumu atılan Taşlıca Köyü projemize yeni adımlar atmak üzere , gönüllülerimiz ve ressam arkadaşlarımızla birlikte 20 kişilik bir grup olarak Ankara'ya 75 km uzaklıkta bulunan, Kızılcahamam ilçesine bağlı Taşlıca Köyümüze üçüncü ziyaretimizi gerçekleştirdik.
Köyün tarihi ve kültürel değerlerinin yaşatılmasını amaçlayan duvar boyama çalışması için, önceden etüdleri ve eskizleri hazırlamış olan gönüllü ressamlarımız tüm gün çalıştı. Sabah 11 gibi ulaştığımız köyde, kendi ellerimizle yaptığımız yiyeceklerle köy alanında, dağ kekiği kokuları içinde, şenlik havasında kahvaltı yaptıktan sonra köy turu gerçekleştirdik.
Köyden bizi karşılayan emekli öğretmen, köyüne aşık olan Sebahattin Gökmen rehberimiz oldu. Kendini köyüne adayan Sebahattin Bey tatlı heyecanıyla hepimizle tek tek ilgilendi. Oruç Dede Türbesi, Kırmızı Ebe Türbesi, Ayran Taşı ve Gelin Kayasını güzergahımızdaki önemli kültür varlıkları olarak ziyaret ettik. Özellikle Jeopark alanlarından biri olan Taşlıca Köyü florası ve kekik kokularıyla hepimizi büyüledi.
Tohumluk Vakfı olarak en geç sonbaharda ,köyün tarihi, kültürel ve tarımsal zenginliklerinin
tanıtılması, geliştirilmesi ve kalkındırılmasına yollar açmak amacıyla festival düzenlemeyi; Anadolu efsanelerinin yaşatılması için duvar boyama etkinliğinin devamı niteliğinde, yeni buluşmalarla gönüllülerimizi köy halkı ile aynı sofralarda buluşturmayı hedefliyoruz.
Taşlıca Köyü bize gönlünü açtı ve biz de tohumlar ektik. Yapacağımız tüm çalışmalar onları yeşertmek için olacaktır. Akşamüstü dönüş yolunda herbirimiz tanımsız bir huzur ve mutluluk içindeydik. Orda bir köy daha var, "O köy bizim köyümüzdür" türküsünü tutturmuş, daha evlerimize dönmeden tekrar gelmenin planlarını yapıyorduk.
Arkamızda; tarihe iz bırakmak üzere boyanmaya başlanmış, sabırsızlıkla tamamlanmayı bekleyen iki köy duvarı, bizler için İstiklal Marşı'nı ezbere okuyan 1.sınıf öğrencisi Zeynep, kalbiyle gülümseyen ve köyü için yıllardır çırpınan, diktiği fidanlar boyunu aşan Sebahattin bey, bizleri mutlulukla izleyen ve uğurlayan köy sakinlerini bıraktık. "Yine gelin" dediler. Hep gideceğiz...