top of page

Genç Tohumluk ve Başkent Gençlik Meclisi gençleri Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nü ziyaret etti.

Hayatlarımızı derinden etkileyen büyük afetin ilk anlarından itibaren, Ankara Kent Konseyi’nin buluşturucu ve birleştirici çatısının altında bir araya gelen gençler pek çok farklı duyguyu iç içe yaşadılar. Dayanışmak, birbirinin sırtına, omzuna dayanarak çalışmak, üretmek ne demek, bu iki haftada doyasıya tecrübe ettiler. İmecenin anlamını, canlı canlı yaşayarak öğrendiler. “İş için, iş içinde, iş yaparak öğrenme” prensibini kimse onlara öğretmemişti; ama genetik kodlarında, yani geçmişten gelen saklı öğretilerinde bu bilgiye sahiptiler. Bugün, bu saklı öğretinin sırrını da öğrendiler. Hep birlikte, Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz'ı da alarak Hasanoğlan Köy Enstitüsü’ne gittik bugün biz.


Desteğini ve derin bilgisini bizlerden hiçbir zaman esirgemeyen Ali Kınacı Hocam ve Sevgili Tacettin Bey, gençleri bir tarih yolculuğuna çıkardılar. İkinci Dünya Savaşı yıllarında, Avrupa açlıktan kıvranırken Anadolu’yu ürettikleriyle 21 merkezden nasıl doyurduklarını; köylerin ve kırsalın ehil ellerde yetişmiş öğretmenlerce nasıl aydınlatıldığını; aydınlanan köylerin şehirleri nasıl doyurup kalkındırdığını anlattı Ali Hocam. Nasıl dürüst, vatansever, çalışkan, mert, ahlâklı çocuklar yetiştirildiğini bu okullarda…. Ve nasıl sağlam binalar inşa ettiklerini o çocukların… Çekülü milim kaymamış o çocukların, sıvası santim dökülmemiş, kolonu bugün dahi çökmemiş binalar inşa ederken, paraya asla tamah etmediklerini… Sanatı, zanaati, bilimi, ilimi baştacı ettiklerini… ilkeli insan olmanın her şeyden daha önemli saydıklarını anlattı Ali Hocam. Eğer o okullar, öyle çocuklar yetiştirmeye devam edebilselerdi, bugün ne ikiyüzlü siyasetçilerimiz, ne üçkağıtçı müteahhitlerimiz, ne hırsız duvar işçilerimiz, ne bunca depremzedemiz olacaktı bizim. Dünyaya, Köy Enstitülerimiz sayesinde, eğitim modeli ihraç etmiş bir millettik biz.


Bugün kırsalın, köyün önemini yeniden idrak ederken artık şundan eminiz; tıpkı zamanında İsmail Hakkı Tonguç’un dediği gibi; köylü doymadan kentli doymayacak. Köylü mutlu olmadan, kentlinin yüzü gülmeyecek. Ve evet… Kentlerimizin enkazını el ele verip kaldırırken, karınlarımızı yine ekip biçeceğimiz kırsallarımız doyuracak. Bunun için de köylerimize yeniden öğretmenler girecek. Doymayı, doyurmayı, hep birlikte kalkınmayı onlar öğretecek köşe bucak tüm Anadolu’ya. İşte, bugün Hasanoğlan’da bunu idrak ettik hep birlikte. Hem “öyle coşku hissediyorum ki içimde; şimdi şurada bir enstitü kurabilirim” diyen Yağmur ve arkadaşları için çok özel bir gün oldu; hem de tam da bugün, 26 Şubat günü aramızdan ayrılan, efsane Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in ruhu şâd oldu.


Bugün çok güzel bir gün oldu.


Pınar Ayhan





Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page